3 Haziran 2014 Salı

Peki ya... (Yüzleşme )

Yazmayalı hayatımdan çok bir şey değişmedi aslında. Koca bir bahar dönemi geldi geçti yüzeysel olarak..

Detaya inersek, hala yalnızım  kısmetim kapalı klişesi yapmıcam gayet açık hatta. Ama o işler öyle olmuyor hak verirsiniz... Peki neden yalnızım? bu yalnızlığım sebebini artık kendime haykırabiliyorum. Bunu birileri daha duysun ki, atlatmam hızlansın..

Daha önce birinin tenine dokunmuş olmak, bunu gerçekten karşındakini sevmiş olmaktan yapmış olmak... Birlikteyken biliyordum, ciddi noktalara gitmicekti ilişkimiz evleneceğim beyaz atlı prensim değildi o, yüzüne söylediğimde de çok büyük kavgalar çıkmıştı. Peki neden bana dokunmasına izin verdim? Arzulanmış olmak mıydı beni teslim eden yoksa hormonlarım söz konusu muydu? Bilmiyorum. Pişman mıyım? Belki bir bezelye tanesi büyüklüğünde...

Peki her şeye rağmen neden başkası olmuyor, bir başkasının bana dokunacak olması ben de tiksinti yaratıyor. Birine karşı bir şeyler hissetsem bile bu duygudan kurtulamıyorum. Bir adamı nereye kadar idare edebilirim, oyalayabilirim? Bu ona haksızlık değil midir? Ablama anlattığımda anın tadını yaşa, düşünme bu kadar, en kötü ayrılırsın lafını işitiyorum.. Kolay mı düşünmemek?

Geçenlerde karşılıklı etkileşimde olduğum bir zat, alternatif üretti kendince.Ne olduğunu söylediğinde bir kez daha tiksindim, bekaret çok önemliymiş gibi  davranmasına delirdim. Işin aslı bu Zat'ın duygularıyla değil, hormonlarıyla ilişki kurmak istediğine karar verdim, e haliyle kapıyı gösterdim. Üzerine bir kaç defa daha yokladı hatta prensesmişim gibi davrandı yaş farkından ötürü ama yine de tiksintim geçmedi.

Bu böyle nereye kadar gidecek bilemiyorum. Ama elbet biticek ona eminim. Yani umut her daim var.