7 Ekim 2014 Salı

hep depresif notlar düştüm buraya. şimdi gelelim kendime güvenimi az da olsa getiren şeye.
-8 kilo almıştım ya yedibuçuğunu verdim. ve özel bir şey yapmadım her gün çikolata yedim.
bayram ziyaretinde,
-5 yıldır görmediğim yengem gelip Berilcim sen kilo mu aldın dedi?
seni not ettim kadın, açığını bulursam yakıcam.

Perşembe akşamı Ankara'ya dönüyorum. Nasıl huzurluyum anlatamam. Sömestra kadar maruz kalmak istemiyorum aile aktivitelerine.

28 Eylül 2014 Pazar

Kafamı karıştıran biri var. Ve bundan hiç hoşnut değilim galiba. Ankara bana iyi gelmedi bu okul zamanı.  Hava oldukça soğuk,  burnumun akıntısı da durmuyor. Perşembe gelse de gitsem ailemin yanına.  Galiba bu sefer beni onca mutsuzlukla sınamalarına rağmen özledim.

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Sevgilim,

Yapma dediğin ne varsa yaptığım için pişman olabilirim. Sen saçını boyatma derken, belki beni doğal beğeniyordun ama, ama ben bana dönmeyeceğine emin olduğum gün gittim saçımı boyattım. Bu belki de, benden önce ve sonra hayatına giren kızların boyalı saçlı olmasındandı. Bilemiyorum. Bilinçaltıma sormak lazım.

Sen beni taşıyabilecek kadar ağırken, 82 kilolara düşüp sınav döneminde 88 olduğun için üzülürken ben senden sonra 8 kilo aldım. Ve ayrılalı çokça olmasına rağmen,sadece 4ünü verebildim.

Ben kaşları ince kızları sevmem derken, yine benden önce ve sonrasının ince kaşlarını görüp, seyrek olan kaşlarımı daha da incelttim. Şimdi telafisi saadece, kalıcı makyajla mümkün. O yapaylığı da yapıyorum merak ediyorsan.

Bunlar inat mıydı, farkındalık yaratmak mıydı bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu blogu olur da bir gün yakalarsan, nette salak saçma şeylere vakit ayırmayı seversin bilirim benim olduğuma emin olacaksın.

Olur da okursan, ve bana hayatında biri varken söylediğin şeyler hala hafızamda.Sen unutmuşsundur, ama hatırlatırım. Bilirsin, iğnelemeyi pek severim. Ve emin ol bana tekrar aynı muhabbeti yapmaya devam edersen, kıçına tekmeyi basıcam. Ve yeni hayatım o zaaman başlıcak. Şimdilik sadece nefretle özlendin..

29 Temmuz 2014 Salı

Haddinden fazla mutsuzum. Az önce gülerken şimdi ağlıyorum. Ve regl-regl öncesi dönemde de değilim.  Hormonal bozukluğum olduğunu da düşünmüyorum ama duygu bozukluğum olduğunda neredeyse yemin edicem.

Günlerdir saçma sapan davranıyorum, anneme ters gidiyorum,  babama olmadık şeyler söylüyorum bilinçaltı sağolsun agzina sicmisim adamın,  erkek kardeşim desen ayni anadan babadan olduğumuz için elbette seviyorum ama kendisine katlanamiyorum. Bazen öldüresim geliyor. Son sözüm de ben 15 16 yaşında yeni ergen değilim,  annemin evlenmeye karar verdiği yaştayım. 23 yaşındasın bu neyin tribi diye de bir allahin kulu sormuyor.  Sorsa ona da cephe alırım kesin. Bunu bilinçli mi yapıyorum?

İnan bilmiyorum.  Bu blogu kendi psikolojim için açmıştım belki yazarsam rahatlarım diye. Kendimi size bile ele veremiyorum. Verdikçe ya taslağa dönderiyorum, ya direkt siliyorum. Peki bunun sebebi ne biliyor musunuz; kafanızda yanlış şekillenme korkusu.

Elestiriye açık sanırdım kendimi, galiba değilim.  ölesim geldi yine. Bu sıralar çok oluyo, soruna katlanma güdüm yok benim. .böyle olunca da yaşama arzum kalmıyor.  Of darlandim yine. Oysa herkes gibi ben de iiyi bayramlar dicektim. Yine yapamadım.

neyse iyi geceler

3 Haziran 2014 Salı

Peki ya... (Yüzleşme )

Yazmayalı hayatımdan çok bir şey değişmedi aslında. Koca bir bahar dönemi geldi geçti yüzeysel olarak..

Detaya inersek, hala yalnızım  kısmetim kapalı klişesi yapmıcam gayet açık hatta. Ama o işler öyle olmuyor hak verirsiniz... Peki neden yalnızım? bu yalnızlığım sebebini artık kendime haykırabiliyorum. Bunu birileri daha duysun ki, atlatmam hızlansın..

Daha önce birinin tenine dokunmuş olmak, bunu gerçekten karşındakini sevmiş olmaktan yapmış olmak... Birlikteyken biliyordum, ciddi noktalara gitmicekti ilişkimiz evleneceğim beyaz atlı prensim değildi o, yüzüne söylediğimde de çok büyük kavgalar çıkmıştı. Peki neden bana dokunmasına izin verdim? Arzulanmış olmak mıydı beni teslim eden yoksa hormonlarım söz konusu muydu? Bilmiyorum. Pişman mıyım? Belki bir bezelye tanesi büyüklüğünde...

Peki her şeye rağmen neden başkası olmuyor, bir başkasının bana dokunacak olması ben de tiksinti yaratıyor. Birine karşı bir şeyler hissetsem bile bu duygudan kurtulamıyorum. Bir adamı nereye kadar idare edebilirim, oyalayabilirim? Bu ona haksızlık değil midir? Ablama anlattığımda anın tadını yaşa, düşünme bu kadar, en kötü ayrılırsın lafını işitiyorum.. Kolay mı düşünmemek?

Geçenlerde karşılıklı etkileşimde olduğum bir zat, alternatif üretti kendince.Ne olduğunu söylediğinde bir kez daha tiksindim, bekaret çok önemliymiş gibi  davranmasına delirdim. Işin aslı bu Zat'ın duygularıyla değil, hormonlarıyla ilişki kurmak istediğine karar verdim, e haliyle kapıyı gösterdim. Üzerine bir kaç defa daha yokladı hatta prensesmişim gibi davrandı yaş farkından ötürü ama yine de tiksintim geçmedi.

Bu böyle nereye kadar gidecek bilemiyorum. Ama elbet biticek ona eminim. Yani umut her daim var.


27 Mart 2014 Perşembe

geçmişten bir an part I

Uzun zaman önceydi çokca uzun.

Gün içinde defalarca konuşmuş olmamıza rağmen, akşam bana dedi ki; "İstanbul'a gidiyorum ben." Neden diyemeden okulla gittiğini söyledi. O zamanlar ortalık karışık, ben de panik atak geçiriyorum başına bir şey gelecek diye..

Gitti, yol boyunca beni ihmal etmedi, merak etmeyim diye varana kadar konuştuk sanırım, belki de ben sızana kadar, bir fuar vardı salak saçma sırf onu görmek için gitti, mühendis aklı işte.. Flört dönemimiz olduğu için İstanbul'da geçirdiği 3gün boyunca bi'dk yokluğunu hissettirmedi.. Eğlenmesini de bilmiş ama. Zeka başka şey tabii..

Döndü. Birkaç gün sonra, ben ygsye girecektim. Sabah uykusuz uyanıp gittim. Telefonum evdeydi. Geldiğimde eski sevdicekten mesaj vardı. Başvurduğumu bile bilmezken, neden aramış bu diye içimden sorguladım. Sonra flörtleştiğime söyledim (enbüyükhatambukabul) sonra eski'yi aradım. Sesini duyunca kötü oldum, çünkü ayrıldıktan 4 ay sonra ilk kez sesini duyuyordum. Bunu da flört'e söyledim. Ve hiçbir şey dememiş gibi uyudum.

Gece yarısı birbirimize girdik.. Sonra gerçekten ilişkimiz başladı.

1 Mart 2014 Cumartesi